
ESER SÖZLEŞMESİNDE YAKLAŞIK BEDELİN AŞILMASI
Eser Sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 470. Maddesinde tanımlandığı üzere, yüklenicinin yapma borcuna karşılık iş sahibinin bedel ödediği, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.[1]
İş sahibinin bedel ödeme taahhüdü eser sözleşmesinin objektif esaslı unsurlarından biridir.[2] İş sahibinin bedel borcu kural olarak paradır. Bu nedenle eser sözleşmelerinde Türk Borçlar Kanunu’nun para borçlarına ilişkin genel hükümleri (TBK m. 99, 120, 122) uygulama alanı bulur.[3]
Taraflar sözleşme kurulurken bedeli tam olarak belirleyebilecekleri gibi, hiç belirlemeyebilir veya yaklaşık olarak belirleyebilirler. Tarafların sözleşmede yaklaşık olarak belirledikleri bu bedele “yaklaşık bedel” denir. Yaklaşık bedel, sözleşme kurulduğu anda değil, eserin tamamlanarak iş sahibine teslim edildiği anda, yapıldığı yer ve zamana, eserin değerine ve yüklenicinin giderine göre belirlenir.[4] Yaklaşık bedelli olan sözleşmelerde aksi kararlaştırılmamışsa, kesin bedel TBK’nın 481. maddesi gereğince işin tamamlandığı tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile belirlenecektir. Mahalli piyasa rayiçleri içerisinde KDV ve yüklenici karı da yer alacağından bunlar ayrıca eklenmeyecektir[5]. Uygulamada yaklaşık bedel belirlenirken taraflar sözleşmede genellikle asgari veya azami bir miktar ya da oran göstermektedirler (örneğin en az 50.000 TL veya en fazla 75.000 TL ya da 100.000 TL/+%10 veya -%10 gibi). Bedelin miktarını ispat ise yükleniciye düşer[6].
Türk Borçlar Kanunu’nda eser sözleşmesinin sona erme nedenleri arasında düzenlenen “Yaklaşık Bedelin Aşılması” başlıklı 482. Maddesi şöyledir:
MADDE 482- Başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa iş sahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir.
Eser, iş sahibinin arsası üzerine yapılıyorsa iş sahibi, bedelden uygun bir miktarın indirilmesini isteyebileceği gibi, eser henüz tamamlanmamışsa, yükleniciyi işe devamdan alıkoyarak, tamamlanan kısım için hakkaniyete uygun bir bedel ödemek suretiyle sözleşmeyi feshedebilir.
İlgili madde metninin birinci fıkrasına göre yüklenici ile iş sahibinin başlangıçta yaklaşık bir şekilde belirledikleri bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın aşılacağı anlaşılırsa iş sahibinin, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönme hakkı vardır[7]. Bu madde hükmü ile iş sahibi, yaklaşık bedelin çok aşılmasına karşı korunmuştur. Hükümde kastedilen sona erme biçimi fesih değil, dönmedir. Bu nedenle buradaki sona erdirme, geçmişe yönelik sonuç doğurur[8].
Yaklaşık bedelin aşırı aşılmış sayılmasının ölçüsü ve hangi hallerde aşırı sayılacağı Kanun’da açıkça belirtilmemiştir. Bu husus her somut olayın özelliğine göre hakim tarafından takdir edilecektir. Ancak taraflar bu konuda sözleşmede bir oran ya da sınır belirlemişlerse belirlenen oran, taraflar için bağlayıcı olacaktır[9].
İş sahibinin söz konusu dönme hakkını kullanabilmesi için somut olayda aşağıdaki şartların bulunması gerekir:
- Sözleşmede yaklaşık bedel belirlenmiş olmalıdır.
- Yaklaşık bedel “aşırı” ölçüde aşılmış olmalıdır.
- Yüklenicinin kusurlu olması şart değildir.
- Yaklaşık bedelin aşılmasına iş sahibi sebep olmamalıdır.
Yukarıdaki şartların gerçekleşmesiyle birlikte iş sahibi, yükleniciye karşı TBK m. 482/1’e dayalı olarak dönme hakkını kullanabilir. Sözleşmeden TBK m.482/I çerçevesinde dönülmesinin, dönme anına kadar yerine getirilmiş edimlerin iadesi dışındaki bir diğer sonucu sözleşmeden dönen iş sahibinin sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı zararı TBK m. 125 uyarınca yükleniciden talep edebilecek olmasıdır.
- Eserin İş Sahibinin Arsası Üzerine Yapılması Halinde Yaklaşık Bedelin Aşılması
Türk Borçlar Kanunu’nun 482. Maddesinin 2. Fıkrasında, eserin iş sahibinin arsası üzerine yapılması halinde yaklaşık bedelin aşırı ölçüde aşılması durumu düzenlenmiştir. Buna göre; eser iş sahibinin arsası üzerine yapılıyorsa iş sahibi yükleniciden ya bedelden uygun bir miktarın indirilmesini ister ya da eser henüz tamamlanmamışsa, tamamlanan kısım için hakkaniyete uygun bir bedel ödemek suretiyle sözleşmeyi fesheder[10]. Buradaki fesih, ileriye etkili ve haklı bir fesih olduğundan yüklenici, kar kaybı, cezai şart gibi müspet zararlarını talep edemeyecektir. [11]
Eser sözleşmesi ile ilgili daha fazla bilgi ve uyuşmazlıklarınız için bize ulaşabilirsiniz.
[1] Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Özel Hükümler,1 bs. (Ankara: Turhan Kitabevi, 2019), 446.
[2] Mustafa Alper Gümüş, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 3 bs.(İstanbul: Filiz Kitabevi, 2018), 320.
[3] Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 446.
[4] Canan Ruhi ve Ahmet Cemal Ruhi, Eser Sözleşmesi ve Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar, 1 bs. (Ankara: Seçkin, 2018), 41.
[5] Öztürk ve Gözütok, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 544.
[6] Fikret Eren ve Ünsal Dönmez, Eren Borçlar Hukuku Şerhi, C.5 (Ankara: Yetkin, 2023), 1477.
[7] A.g.e, 1480.
[8] Zevkliler ve Gökyayla, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 572.
[9] Öztürk ve Gözütok, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 545.
[10] Eren ve Dönmez, Eren Borçlar Hukuku Şerhi, 1482.
[11] Öztürk ve Gözütok, Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, 544.
En Son Yazarlar
MARKA HUKUKU KAPSAMINDA RÜÇHAN HAKKI
Devamını oku
MARKANIN İPTAL NEDENLERİ
Devamını oku