(212) 465 02 93 Göztepe Mah. İnönü Cad. No:122 Daire:41 Bağcılar / İstanbul

MARKANIN İPTAL NEDENLERİ

Marka hakkının sonradan ortaya çıkan sebepler dolayısıyla ileriye etkili biçimde terkinine “markanın iptali” denilmektedir[1]. Markanın iptali durumunda, marka tescili esnasında markanın varlığını sakatlayan herhangi bir sebep bulunmamakta, böylece geçerli bir marka tescili söz konusu olmaktadır. Ancak bazen zaman içerisinde, tescil anında var olmayan ve markanın iptalini gerektiren bazı nedenler ortaya çıkabilir. Bu nedenlerin ortaya çıkması halinde marka hakkının ileriye etkili iptali söz konusu olabilir.

 

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İptal halleri ve iptal talebi” başlıklı 26. Maddesinde markanın iptalini gerektiren nedenler sayılmıştır. Buna göre şu hallerde markanın iptaline karar verilebilecektir:

 

  • 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olması,
  • Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad hâline gelmesi,
  • Marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması,
  • 32 nci maddeye aykırı kullanımın olması.

 

Bu hallerde ilgili kişi, Kurumdan markanın iptalini talep edebilecektir. Burada anılan Kurum, ulusal tescil ofisimiz olan Türk Patent Enstitüsü’dür. 

 

  1. SMK m.9/1’de Belirtilen Hallerin Mevcudiyeti

SMK m.9/1 şöyledir: 

Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.

 

Görüldüğü üzere markanın tescil tarihinden itibaren kullanım zorunluluğu bulunmaktadır[2]. Bu kullanım zorunluluğunun temel amacı, marka tescillerinin fazlalığı nedeniyle tescil edilen tüm markalar kullanılmadığında sicilin bir marka çöplüğüne dönüşmesi ihtimalinin önüne geçmektir[3]. Zira kullanılmayan markaların sicili işgali, ilgili mal ve hizmetler yönünden girişim hakkını kısıtlar ve rekabeti gereksiz yere sınırlar[4]. Bununla beraber Kanun metninde yalnız kullanım yeterli görülmemiş, markanın “ciddi kullanımı” ve bu kullanımın Türkiye’de olması gerektiği de vurgulanmıştır.

 

  1. Marka Sahibinin Davranışları Neticesinde Markanın Yaygın Bir Ad Haline Gelmesi

 

SMK’nın iptal hallerini düzenleyen 26/1. maddesinin b bendinde marka sahibinin fiilleri veya gerekli önlemleri almaması neticesinde markanın ilgili mal veya hizmet sınıfında yaygın (jenerik) ad haline gelmesi nedeniyle iptal edileceği düzenlenmiştir. Bu bent uyarınca iptale başvurmak için iki unsur bir arada bulunmalıdır: yaygın hale gelme durumu marka sahibinin eylemleri veya gerekli önlemleri almaması nedeniyle oluşmuş ve bu yaygınlaşma aynı mal veya hizmet sınıfında gerçekleşmiş olmalıdır[5].

 

  1. Markanın Halkı Yanıltıcı Hale Gelmesi 

 

Markanın sahibi tarafından veya sahibinin izni ile kullanımı sonucunda tescilli olduğu mal veya hizmetler bakımından niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltıcı hale gelmesi, iptal sebeplerinden bir diğerini oluşturmaktadır[6]. Markanın yanıltıcı niteliği, SMK m. 5/1-f uyarınca yorumlanmalıdır[7]. SMK m.26/1 de düzenlenen iptal nedeni ile 5.maddede yer alan yanıltıcılık unsurunun farkı, meydana gelme anı yönündendir. Markanın tescili talep edilirken yanıltıcı nitelikte olması mutlak ret nedeniyken, tescil sonrası kullanım neticesinde zamanla yanıltıcı hale gelmesi iptal sebebidir. 

 

Bir markanın yanıltıcı nitelik taşıdığının kabulü için yanılgının açık olması ve yanıltıcı yönünün herhangi bir şüpheye mahal vermeyecek şekilde anlaşılır olması gerekmektedir. Türk Patent ve Marka Enstitüsü tarafından yapılan inceleme neticesinde markanın yanıltıcılığı hususunda bir şüphe meydana gelirse, ilgili marka iptal edilmeyecektir.[8]

 

  1. Teknik Şartnameye Aykırı Kullanım

 

SMK m.26/1-ç hükmü uyarınca markanın teknik şartnameye aykırı kullanımı markanın iptali nedenidir. Bu hükümde aynı Kanun’un 32. Maddesine atıf yapılmıştır. Kanun’un “Garanti Markası veya Ortak Marka Teknik Şartnamesi” başlıklı 32. maddesi ferdi markalara uygulanmayıp yalnızca ortak markalar ve garanti markaları yönünden hüküm ifade etmektedir. Bu madde uyarınca garanti markası veya ortak markaların tescili için teknik bir şartname ibrazı zorunlu olup, marka sahibinin garanti markası veya ortak markanın devamlılık arz eden biçimde teknik şartnameye aykırı olarak kullanılmasını önlemek için gerekli önlemleri almaması sebebiyle ilgili kişilerin, Cumhuriyet Savcısının veya ilgili kamu kurum ve kuruluşunun başvurusu üzerine tanınan süre içerisinde aykırı kullanımın düzeltilmemesi halinde markanın iptaline karar verilecektir. Aykırı kullanımın bir kez gerçekleşip sonlanmış olması, madde hükmünde açıkça aykırı kullanımın devamlılık arz etmesi arandığından iptal nedeni olarak ileri sürülemeyecektir[9]


 

[1] Hamdi Yasaman, vd., Sınai Mülkiyet Kanunu Şerhi, C.3, (Ankara: Seçkin, 2021), 2631.

[2] Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 5 bs. (İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, 2023),1232.

[3] Meltem Aras, Markanın İptali ve İptal Halleri, (İstanbul: On İki Levha, 2019), 78.

[4] İlhami Güneş, “Kullanılmayan Markanın İptali Sorunu” Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, C.17, S.1, (2016), 42.

[5] Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 1285.

[6] Meltem Aras, Markanın İptali ve İptal Halleri, 120.

[7] Yasaman, Sınai Mülkiyet Kanunu Şerhi C.3, 2653.

[8] Yasaman, Sınai Mülkiyet Kanunu Şerhi, 469.

[9]Meltem Aras, Markanın İptali ve İptal Halleri, 126.

En Son Yazarlar

image
MARKA HUKUKU KAPSAMINDA RÜÇHAN HAKKI
Devamını oku
image
MARKANIN İPTAL NEDENLERİ
Devamını oku
image
ESER SÖZLEŞMESİNDE YAKLAŞIK BEDELİN AŞILMASI
Devamını oku